Merve’nin Dağınık Odası

Merve sabah uyanır uyanmaz yatağından fırladı. Güneş perdenin arasından içeri süzülüyor, odasının her köşesini aydınlatıyordu. Ancak o aydınlıkla birlikte odasının hali de tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştı: yerde çoraplar, masanın üstünde kitaplar, sandalyenin arkasına asılmış tişörtler… Hatta dün akşam yediği cipsin paketi bile hâlâ yerdeydi.

Annesi kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde kaşlarını kaldırarak şöyle dedi:
Merve, bu oda mı, yoksa kıyafet mağazasının arka deposu mu?

Merve utangaç bir gülümsemeyle omuzlarını kaldırdı.
“Birazcık dağılmış olabilir…” dedi.

Ama sonra aynada kendi yansımasına baktı ve içinden bir ses, “Artık yeter,” dedi. Merve, müziği açtı, saçlarını topladı ve odasını toplamaya başladı. Her katladığı tişörtle birlikte içi hafifliyordu. Çekmeceler düzenlendi, kitaplar rafa dizildi, oyuncaklar yerini buldu.

Akşam olduğunda, annesi odaya yeniden baktı ve şaşkınlıkla gülümsedi:
Demek ki isterse yapabiliyormuş benim kızım.

Merve yatağına uzandı, tertemiz odasında derin bir nefes aldı.
“Belki de dağınık değilimdir,” diye düşündü, “sadece biraz zamana ihtiyacım varmış.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*